-
1 ألم
Iأَلَّمَ1. üzgüAnlamı: cefa, eza, eziyet, yersiz ve gereksiz olarak çektirilen sıkıntı2. incitmekAnlamı: kırmak, üzmek3. çırpınmakAnlamı: acı ile kıvranmak4. sancımakAnlamı: sancı vermek, ağırmak5. üzmekAnlamı: üzüntü vermek6. acıtmak7. ağrıtmakAnlamı: ağrımasına yol açmakIIأَلَم1. üzgüAnlamı: cefa, eza, eziyet, yersiz ve gereksiz olarak çektirilen sıkıntı2. acılıkAnlamı: dokunaklılık, kederlilik3. gaileAnlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü4. sızıAnlamı: hafif ve ince ağrı5. sancıAnlamı: iç organlardaki ağrı6. ağrıAnlamı: şiddetli ve sürekli bir acı7. dertAnlamı: üzüntü, sıkıntı -
2 sızı
ألم [أَلَم]Anlamı: hafif ve ince ağrı -
3 лёгкий
hafif; kolay; ince; zarif; çevik,atik; sıkıntısız; belli belirsiz,ince* * *1) ( по весу) hafif; yeğniон выступа́ет в лёгком ве́се — спорт. hafifte yarışıyor
2) (неплотный, тонкий) hafif, inceлёгкая соро́чка — ince gömlek
3) (изящный - о постройках и т. п.) zarif, ince4) hafifлёгкая пи́ща — hafif yemekler
лёгкий за́втрак — hafif bir kahvaltı
5) (подвижный, быстрый) çevik, atikлёгкие шаги́ — çevik adımlar
6) hafif, kolayлёгкая рабо́та — hafif / kolay bir iş
лёгкий слог — akıcı / sade bir üslup
7) ( развлекательный) hafifлёгкая му́зыка — hafif müzik
8) ucuzлёгкая побе́да — ucuz başarı
лёгкий за́работок — zahmetsiz bir kazanç; açıktan kazanılan para
9) sıkıntısız; hafifлёгкое наказа́ние — hafif ceza
лёгкая жизнь — hafif / sıkıntısız bir hayat
лёгкие ро́ды — kolay bir doğum
10) hafif; ince; belli belirsiz ( едва заметный)лёгкий тума́н — hafif / ince bir sis
лёгкая ра́на, лёгкое ране́ние — hafif yara
лёгкий прохла́дный ветеро́к — püfür püfür esen rüzgar
лёгкий таба́к — hafif / yavaş tütün
11) ( покладистый) uyuşkan; geçimli ( уживчивый)12) воен. hafifлёгкая артилле́рия — hafif topçu
••лёгкая промы́шленность — hafif sanayi / endüstri
с лёгким па́ром — sıhhatler olsun
у него́ лёгкая рука́ — eli uğurludur; eli hafiftir
См. также в других словарях:
ince — sf. 1) Kendi cinsinden olanlara göre, dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı İnce minare. İnce değnek. İnce kitap. 2) Zayıf Sarışın, kuru, ince bir kadındı. Y. K. Beyatlı 3) Taneleri ufak, iri karşıtı İnce un. İnce kum. 4) Aşırı özen gerektiren … Çağatay Osmanlı Sözlük
sızı — is. 1) Hafif ve ince ağrı Eli yarama dokunur dokunmaz bütün sızılarım birden diniverecek. Y. K. Karaosmanoğlu 2) mec. Ruhsal acı, ıstırap Depremlerin acısını sızısını belirtmek de adı sanı bilinmez köylü şairlere düşer. B. R. Eyuboğlu Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük